Bu “dikkat çekici” unsur sadece bir “komplo teorisi” değildir ve benzer ipuçları vardır.
Karakol baskınları, Reşadiye katliamı ve Samsun’da polislerin şehit edildikleri olayların ardından da ortaya çıkan, ”Baskınlarda Mossad parmağı” konulu haberler hatırlardadır.
Elbette bu konudaki doğru istihbarat devletin elindedir.
Ama medyaya düşen bilgiler de sadece bir söylentinin ötesindedir.
Bir kere çok açık bilinen şudur...
Türkiye’nin GAP Bölgesi İsrail’in hedef alanı içindedir ve bu yönde sinsi bir faaliyet yürümektedir.
Gene çok iyi bilinmektedir ki; PKK kamplarında İsrailli eğitmen subaylardan ve bu ülkenin silah sunumlarından elde gerçek veriler vardır.
Türkiye’nin Arap dünyası üzerinde geliştirdiği iyi ilişkiler de İsrail için olumsuz gelişmelerdir.
Kaddafi-Erdoğan sıcaklığı bir yana Türkiye’nin Suriye ile yükselen dostluğu üzerine bir de İran nükleerine batı da açılan kapı İsrail’i çileden çıkartmaktadır.
İsrail’de son zamanlarda şu panik vardır...
Arap alemi ile, mesela Suriye ile olası bir savaşta karşılarında Türkiye’nin kendilerine yönelik olumsuz bir tavrı olacaktır.
Gazze’de de sindirilmiş Filistin insanı, son zamanlarda Türkiye’ye güvenip yeniden başkaldırmaya, topraklarını İsrail’e teslim etmeyeceğini haykırmaya başlamıştır.
Ayrıca ”Türkiye’nin, İskenderun'a yeni füze bataryaları yerleştirmesinden “söz ediliyordu...
İsrail, bu füzeleri kendisine yönelik değerlendiriyordu.
İskenderun'da ki PKK saldırısını füze bataryasının yerleştirilmesinden sonra gerçekleştirilmesi de manidardır...
Son olarak..
Bütün bu karmaşa içerisinde, Türkiye,”Gazze yardım konvoyu” konusunda dikkatsiz ve çok riskli hareket etmiştir.
Sonunda çatışma ihtimali yüksek bir gezi için bu kadar aleni davranılması, üzücü sonuç doğurmuştur.
İsrail, emperyalizm tarafından desteklenen silahı ile hareket eden bir baş belasıdır bu biliniyor ve mücadele bu yüzden çok akıllıca olmalıdır.
www.internethaber.com/ alıntıdır
0 yorum:
Yorum Gönder